Category: Türkçe

Date:

İşte bu sene Bilgisayar Kulübü olarak bu sene düzenlediğimiz seminerlere gerçekleştirilen katılım sayıları ile hazırlık sürelerimiz:

  • IEEE Öğrenci Kolları Tanıtım Semineri: 25 kişi (3 gün)
  • Java ile Kurumsal Mimariler Semineri: 6 kişi (2 ay)
  • Linux Nedir Semineri: 35 kişi (15 gün)
  • ASP.NET 2.0 Çalıştayı: 35 kişi (1 ay)
  • Windows XP Kurulumu Semineri: 4 kişi (1 ay)
  • Yazılımda Kariyer Semineri: 35 kişi (1 ay)
  • Word 2007 Eğitimi: 20 kişi (6 ay)
  • Networkte Kariyer Semineri: 20 kişi (1,5 ay)

Öte yandan işletme kulübünün 70 ila 110 kişi arasında katılım alan seminerleri...

Ya "Kim Korkar Bilgisayar Kulübünden?" şeklinde bir seminere bel bağlayarak durumu düzeltmeye çalışacağız, ya da "Değmez bunlar için bu kadar uğraşmaya" deyip diğer kulüpler gibi sessiz sessiz oturacağız, okulumuz öğrencileri de okulda öğrendikleriyle mezun oldukları gibi işe gireceklerini sanacaklar; tabii babalarının şirketleri yoksa.

Bu kariyer seminerlerini bu ön yargıyı kırmak için düzenlemiştik ama onlara bile ilgi olmadı. Bazen kulüp bütçelerin sıfırlanması sebebiyle sınırlı sayıda afiş basabildiğimiz için, duyurularımız engellendiği için yeterince reklam yapamadığımızı, bu yüzden katılımın olmadığını düşünsek de etkinliğe çağırdığımızda "Bizim işimiz olmaz böyle şeylerle" diyenleri gördükçe bu fikir çürüyor sanki. Şimdi de Linux&Python eğitimi düzenlemeyi düşünüyorduk. Bu eğitimlere de katılım 15in altına düştüğü takdirde eğitimleri durdurmayı da düşünmeye başladım. Temel bilgiyi verip geri kalanını nasıl öğrenebileceklerini gösterip onları salmak, proje geliştirmede bize katkı sağlayacaklarla birlikte kendi kendine öğrenme yöntemine gitmek en mantıklısı sanırım. Alperin de dediği gibi, bunları öğretmeye lüksümüz olmamalı. Aralarından iyileriyle takılacağız artık.

Bin bir umutla geldiğim bu okulda ne hallere düştüğümüzü görmek oldukça üzüyor insanı. Tek tesellim hocalarımızın iyi olmasıydı. Onlar da teker teker ayrılıyor. Bilgisayar Mühendisliğinden Tamer Dağ, James Conlon; IT Bölüm başkanı Hasan Dağ ve daha birçok kişi... Neden mi? Okul görünüşe göre iflas ediyor. Daha ucuz olması sebebiyle yarı zamanlı hocaları tercih ediyorlar. Hocalar ek para verilmediği için 2den fazla ders açmıyorlar. Var olan sınıflar, lablar birleştiriliyor, 60-90 kişilik gürültülü sınıflar ortaya çıkınca da yoklama alınmıyor. Böylece öğrencilerin dersten faydalanması psikolojik olarak imkansız hale geliyor. Asistan kıtlığı var, bütün işleri mevcut asistanların üzerine yıkıyorlar. Lisans öğrencilerini asistan olarak kullanıyorlar, 2. sınıfları bile! Yüksek lisansı 2 saat laba girmek koşuluyla kendi mezunlarına ücretsiz hale getirdiler. Sırf bu yüzden... Ayrıca lisans öğrencisiyseniz başarı bursu alabilmek için haftada 4 saat çalışmak zorundasınız!

Yurtlar soğuk, sınıflar soğuk, cep sineması soğuk... Yakmıyorlar hiçbir yeri. Word eğitimini yaptığımız cep sinemasının soğuk olması (maalesef fark edemedik) sebebiyle başta eğitmen olmak üzere, izleyicilerden birçok kişi de hasta oldu ve eğitimi ertelemek durumunda kaldık. Öğrendim ki Sinema Kulübünün çabalarına rağmen Cep Sinemasının ısıtma sistemini açmamakta direniyorlarmış. Sinema derslerinde insanlar montlarla oturuyor... Yurtlarda arkadaşlarım sürekli hasta. Mercedes marka rahat servislerin sahipleri işten çıkarılıyor, yerine midibüs tarzı rahat olmayan, daracık koltuklu ama daha ekonomik servisler çalıştırılıyor. İnternetimiz yavaş, ders seçim sistemimiz durmadan çöker, posta sunucusu çökmek üzere olduğu için kulüp sunucumuza el konulmak istenir. Okulun tanıtımına faydası dokunacak bir etkinlik düzenlemek istediğimizde öneri ordan oraya dolaşır, en sonunda kaybolur ve unutulur. Kimse destek çıkmaz. Okuldaki sigara yasağı neredeyse hiçbir yerde uygulanAmaz. Güvenlik görevlileri bıkmış durumdadır her gördüğü kişiyi uyarmaktan, uyardığı kişilerin kendisini önemsemesinden. Okulda disiplin yoktur. Öğrenci işleri hiçbir şekilde postalarınıza cevap vermez. Soru sormak için bile mutlaka kendiniz gitmelisiniz, ya da bir ihtimal telefonu denemek gerek. Su sebillerinin bardakları genellikle bitmiştir. Her sabah bu işi yapmayı görevlilere bırakmışlardır ve onlar da hiçbir zaman bu işi yetiştirememekte, sabah 9daki sınavınıza girmeden su içme ihtiyacı duyduğunuzda ordan oraya bardak aramak için koşturmanıza sebep olmaktadırlar. Hiç kimse geniş hazneli bir bardak kutusu koymayı akıl edememektedir.

Ders seçimi sistemi genellikle çökmektedir, Campus Online olan adını öğrenciler arasında Kabus Online haline şimdiden çevirmiştir bile. Zira sistemin gece 12de açılacağı söylenir, bazen yarım saat erken açılır, bazen gece 4te. Durmadan çöker, gece 4e, bazen sabah 10a kadar onu takip etmeniz gerekir. Açılsa bile ders seçmeniz saatler sürer. Zorunlu dersinizi program dışı ders olarak seçmeniz konusunda sizi ikna etmeye çalışır. Mecburen öyle seçtiğinizde de Dekan size "niye böyle abes bir iş yaptın?" diye sorar, durumu açıklarsınız. Artık o da alışmıştır böyle durumlara, dilekçe yazmanızı ister.

Koridorlardaki "120 yıldır önce İnsan yetiştiriyoruz" yazılı afişleri gördüğünüzde yüzünüzde bir gülümseme uyandırır bu okul, tahrip edilmiş(yakılmış, kesilmiş) koltuklarıyla; yangın çıkartılmış, geceleri yüksek sesli müziğin eksik olmadığı, saat 4ten önce yatılmadığı, yatırılmadığı bu yurtlarıyla... Uykusuz olduğunuz için arkadaşınızın odasında 2 saat kestireyim dediğinizde sert bir sorguyla karşılaşırken erkek yurtlarında kız seslerinin, kız yurtlarında erkek seslerinin bolca duyulmasına anlam veremezsiniz.

Bilemiyorum, gelecek dönem 16 yerine 23 kredi birden alsam da mezun olsam diyorum artık...


Share: FacebookGoogle+Email


comments powered by Disqus