Category: Türkçe

Date:

Bir staj daha bitti ve birçok şey öğrenmiş oldum. Öncelikle Alcatelin çalışanlarına güzel imkanlar sunduğunu, çalışma ortamının ve çalışan ilişkilerinin oldukça güzel olduğunu, işe kot pantolonla gelip öğle aralarında araba yarışı ya da Age of Empires oynayacak kadar rahat, birçok sefer mesaiye kalabilecek kadar yoğun olduklarını gördüm. Yazılımdaki bir hatayı bulmak için çabalarken yaşadıkları stresli anlarına, buldukları zamanki sevinçlerine tanık oldum. Sağolsunlar, ellerinden geldiğince ilgilendiler (özellikle Melih).

Ancak, çıkardığım dersler de var bu stajdan. Mesela kurumsal olmayan, klimaları çarpmayan bir firmada çalışarak daha verimli sonuçlar ortaya koyabileceğimi tahmin ediyorum :) Evet, 3 hafta boyunca hasta gezdim maalesef. Ya klimalar çarptı, ya da allerjen madde üfledi, bilemiyorum. Ayrıca yaptıkları işlere bakınca binlerce satır Java kodları arasında boğuşmak gözümü korkuttu. Bir proje geliştirmişler, 800MBdan fazla. Kurulumu 3 saat sürüyor!

Ayrıca JSF ile anlaşamadığımı, Java web teknolojilerinin ne kadar paramparça olduğunu da gördüm. Örneğin JPA/Hibernate, Spring, DAO, JSF, Rich-faces, my-faces, glassfish/tomcat/jetty/jboss. Bunlar ve bilmediğim, aklıma gelmeyen diğer parçalardan birçok kombinasyon kurmak mümkün. Her bir kombinasyonun artısı ve eksisi, farklı yapılandırması mevcut. Öğrenmek için ise dolayısıyla tek bir kaynak yok. Her birini bilip bunları bir araya getirmeyi de bir şekilde öğrenmek gerkeiyor. Bu da JSFyi yeni öğrenen birisi için işkence. Her neyse, ben de bu işkenceye dayanamadım, aklıma Djangonun güzellikleri geldi, ne güzeldi: XML çorbaları yok, tek bir kaynaktan gidebiliyorsun, belgelendirmesi oldukça iyi, her şey kolaylıkla yapılabiliyor. Dolayısıyla dayanamayıp BOLO projesini Djangoyla yapmaya kalktım. Modellemesini yaptım, ancak şirkette Pythonla uğraşan kimse olmadığı için takım liderinden pek ilgi görmedi.

Güzel bir haber ise bu yaptığımdan bahsederken benden bir Python sunumu istemeleri oldu, ben de onun için hazırlandım, 68 sayfalık kapsamlı bir Python sunumu hazırladım ve bunu stajımın son günü 2 saat içerisinde sundum. Pythona ilgi duyan birkaç kişi seminerin başından sonuna kadar durdu ve güzel sorularla katılım sağladılar, dilin özellikleri, Java ile farkları gibi konulardan konuştuk kendileriyle. Sonrasında tatlı (baklavalı mı desem) bir vedalaşma merasiminin ardından stajımı tamamladım.

Neler mi yaptım?

  • Bir sunucuya Fedora, ardından RHEL5 kurdum.
  • Onun üzerine Oracle 10g Sunucu kurdum.
  • vncserver kurdum
  • Tüm bunların yapılandırma, otomatik başlatma ayarları ve belgelendirmesini yaptım. Bunları yaparken Linuxta rc seviyelerinin ne anlama geldiğini öğrendim.
  • pyorainstaller adlı otomatik Oracle kurucu&yapılandırıcı program geliştirdim.
  • Biraz Oracle çalıştım.
  • JSF öğrenmeye kalktım. JSF for non believers makalesi üzerinden gittim, sonra appfusea dadanıp BOLOyu anlamaya uğraştım.
  • Sunucunun uyku modunu kapatmama rağmen internet etkinliği olmadığında bağlantıyı kesmesi (dolayısıyla sunucuyu kullanan Handenin her kesilişte kızması) üzerine dakika başı başka bir yerleri pingleyen bir script yazdım, bunu crontab ile otomatikleştirdim. Buradan crontabı öğrenmiş oldum.
  • SOA Araştırması yaptım. Ne olduğu hakkında fikir edindim.
  • Python sunumu için araştırma yaptım, Pythonun bilmediğim yönlerini keşfettim: closure, decorator, zip, set gibi şeylerin mevcudiyeti ile Pythonun doğuştan Polymorphic olması(statik tür tanımlaması yok ki Polymorphism diye bir kavram olsun! Kodu yazmaya kalkınca fark ettim :) ) ve resmi arayüz (interface) desteğinin olmaması, vs.
  • Ayrıca yanımda çalışan diğer stajyer Elifin PHP üzerinde çalışması sırasında ona yardım etmekten PHP bilgilerimi hatırladım diyebilirim. Onun için de staj oldukça verimli geçti. Ben kurulum yaparken Linux ve Oracle hakkında genel bir bilgi edindi, sonra veritabanı sistemlerini, ER Diyagramları, SQL ifadelerini anlattım. Sonra w3schools.org sitesini vermemle SQL Ve PHPyi çözmesi bir oldu :) Toplantı salonu rezervasyon sistemi yaptı bu arada.

Şimdilerde ise TOEFL çalışmalarına, sınava girmemle de Oracle sınavına ağırlık vereceğim sanırım. Yoğun aylar dizisi beni bekliyor. Unutmadan, sanırım akademsiyen olacağım...


Share: FacebookGoogle+Email


comments powered by Disqus