Category: Türkçe

Date:

Fikrim var

  • "Bir proje fikrim var ama ne yapacağımı bilmiyorum."
  • "Projeye neresinden başlasam"
  • "Süper bir projem var, nasıl yapabilirim"

gibi düşünceleriniz varsa bu yazımda size yol göstermeye çalışacağım. Lean Startup prensiplerinden esinlenerek anlatmakla birlikte detaylarına girmeyecek, mümkün olan en yüzeysel şekilde anlatacağım.

Problem tanımı

İlk yapmanız gereken şey, bu fikrinizin hangi problemi çözdüğünü belirlemenizdir. Çünkü önemli olan bir fikrin varlığı değil, hangi problemi ne ölçüde çözdüğünüzdür. Unutmayın, ağrı kesiciler vitaminlerden daha çok satar. Yani birilerinin can yakan problemini çözerseniz şansınız daha yüksek olur. Problemi net bir şekilde tanımlamanız doğru hedefe odaklanmanızı sağlar, gereksiz özellikler arasında boğulmanızı engeller. Bir faydası da benzer projelerle karşılaştığınızda "Eyvah yapılmış" deyip kenara çekilmemeniz noktasında yardımcı olmasıdır. Çünkü çok benzer gözüküp temelde çok farklı sorunları çözen projelerle karşılaşmak mümkün.

Yapılmış mı? Benzerleri var mı?

Benzer projeyle yüzleşme korkusu

Aklınıza bir proje fikri geldiğinde oluşan heyecan çoğu zaman benzer bir projenin varlığıyla yüzleşmekten kaçınmaya sebep olur. Bu sebeple çoğu kişi "benzer bir proje var mı" diye bakmaya teşebbüs etmez. Hemen projeye koyulur. En büyük hatalardan birisi budur. Öncelikle bu heyecana ve korkuya karşı koyup farklı açılardan anahtar kelimelerle benzer bir projenin varlığını soruşturmak gereklidir. Yine tek anahtar kelimeye bakıp "yokmuş" deyip projeye koyulmak da aynı korkunun sonucudur.

Doğru anahtar kelimeleri kullanmak

Bazen de doğru anahtar kelimeyi bulmak için yeterince düşünmeyiz. Yapılması gereken projenizle alakalı kelimeleri bir liste halinde dökmek, sonra bu kelimelerle alakalı olabilecek (eşdeğer, üst kategori, alt kategori) diğer kelimeleri de listelemek ve bunlarla birlikte doğru (ve farklı dillerde) anahtar kelimeler üretmektir.

Kendimden örnek vereyim. İnsan ayağını 3D tarayıcıyla tarayıp ayakkabı kalıplarıyla eşleştirerek denemeden ayağa uyan ayakkabı bulan bir sistem geliştirmek istiyordum. Öncelikle "shoe that fits", "3d foot shoe matching" tarzında birkaç anahtar kelimeyle aradım, ancak hiçbir sonuç bulamadım. Tam gerekli ekipmanı satın alıp projeye başlıyordum ki potansiyel yatırımcım bana benzer bir projenin haberini gönderdi. Bir rakip sadece ayak değil, tüm vucut odaklı gidiyordu. Dolayısıyla ayak ve ayakkabı bazlı anahtar kelimeler bu rakibi bulmama yardımcı olmamıştı. Belki "3D body scan cloth match" tarzında arama yapsaydım ulaşacaktım.

Belki de rakipleriniz çok ileride

Bu rakibi incelediğimde 3 yıldır (Stanford, Cambridge vs doktoralı) 16 kişiyle ve aldıkları milyon dolar yatırımla ilerlemişlerdi bile, 3D modelleme alanında tecrübem olmadığına göre onlara yetişmem çok zordu. Eğer yolun başında olan küçük bir ekip olsalardı onlar vücut odaklı giderken ben ayakkabı odaklı çok daha hızlı yol alabilirdim. Zira sonradan ayakkabı alanına odaklanmaya karar vermişler.

Başarısız Rakipler

Belki de fikrinizi yapmaya teşebbüs edenler oldu ancak başarısız oldular. Bu, talebin olmadığı anlamına gelebileceği gibi rakiplerinizin işi doğru yapmadığı anlamına da gelebilir. İşlerin neden yürümediğini incelemeniz bu projeden vazgeçmeniz ya da hangi adımlarla geçireceğiniz noktasında yol gösterecektir.

Problem gerçekten var mı?

Bazen kendimiz için problem olan bir şeyin başkaları için de problem olduğunu zannederiz. Ya da başkaları için de problem olsa da büyütülecek bir şey değildir. Bu sebeple problemin varlığını ve kimler için problem olduğunu doğrulamak çok önemlidir.

Persona

Bu noktada "bu durumu kimler problem ediyor olabilir?" diye düşünüp Persona oluşturmanız gerekmekte. "Ahmet 30 yaşında hayatı yoğun bir mühendis. Ayak yapısı standardın dışında olduğu için ayakkabı bulmakta zorlanıyor. Mağaza mağaza gezip ayakkabı denemek onun için çok külfetli. O sebeple aynı ayakkabıyı uzun süre kullanmak zorunda kalıyor" gibi. Burada birtakım varsayımlarda bulunuyorsunuz.

Röportaj

Ardından çevrenizde bu profile uyabilecek insanlar bulup bu kişilerle röportaj yapmanız gerekiyor. Röportaj öncesi sorularınızı "varsayımlarınızı doğrulamayacak şekilde" hazırlamanız gerekiyor. Yani "ayakkabı alışverişine çıktığınızda aradığınız ayakkabıyı bulmak için kaç ayakkabı denemeniz gerekiyor?", "ayakkabı bulamamak size ne hissettiriyor", "ne sıklıkta ayakkabı değiştiriyorsunuz? Neden?", "Hiç bu durumu çözmeyi düşündünüz mü? Nasıl?" gibi, projenizden bahsetmeyen, varsayımlarınızı doğrulama değil çürütme amacı taşıyan sorular sormalısınız ki ya personanızı düzeltin ya da projeyi sonlandırın. Eğer olumlu sonuçlar elde ettiyseniz projeniz yapmaya değer olabilir. Ama çoğu zaman bazı varsayımlarınızın yanlış olacağını göreceksiniz. "Ayağıma uyacağını bilsem bile denemeden almam" diyebilir insanlar. Belki bu durumda projenize "ücretsiz ve zahmetsiz iade" imkanı koymanız zorunlu hale gelebilir.

Online Doğrulama

Eğer bu kişileri fiziksel olarak bulmanız zorsa telefon görüşmesi ya da online anket de kullanabilirsiniz ancak yüz yüze röportaj gibi olmayacaktır. Online anket kullanmanız durumunda hedef kitlenize Google ya da Facebook reklamları aracılığı ile ulaşabilirsiniz. "Özel yapım ayakkabı" aratan kişilere reklam vermek mantıklı olabilir.

Reklamlar ise Landing Page denilen ürün / hizmetinizi tanıtan bir websitesine yönlendirmeli. Bu sitede "Ayakkabı bulmakta zorlanıyor musunuz? Ayağınızın ölçülerini alalım, hangi ayakkabının ayağınıza uyacağını size söyleyelim. Deneme zahmetine girmeden ayakkabı alın" şeklinde problem - çözüm - fayda bilgisi sunmalı. Eğer ziyaretçi ilgileniyorsa e-postasını bırakacak, ilgilenmiyorsa bırakmayacaktır. Bu landing page sitesini Unbounce / Launchrock gibi hizmetleri kullanarak oluşturabilirsiniz. Bu hizmetler sitenize giren ziyaretçilerin yüzde kaçının e-posta adresini bıraktığını size söyleyecektir. Eğer %10'un üzerinde bir oran elde ediyorsanız projeniz yapmaya değer olabilir. Bu arada projenizi çevrenize duyurmamanızda fayda var. Zira dostlarınız ilgilenmediği halde size destek olacağı düşüncesiyle e-posta adresini bırakıp sonuçlara yanlılık katabilir.

Küresel düşünmek, yerel başlamak

Eğer tüm göstergeler olumluysa projeyi hayata geçirmeyi düşünmeye başlayabilirsiniz. Öncelikle sadece yerel düşünüp kendinizi sınırlamayın. Eğer bu proje başka ülkelerde de işe yarayabilecekse (anahtar kelimelerle farklı ülkelerde olup olmadığını da araştırdınız değil mi?) o ülkelere genişleyebilecek şekilde düşünün. Bununla birlikte tüm ülkelerde birden yayına çıkmayı hedeflemeyin. Çoğu zaman tanıdığınız, içinde bulunduğunuz ülke en elverişli pazardır ve bu ülkeyle başlamak size önemli tecrübeler sağlar. O tecrübelerle diğer ülkelere açılabilirsiniz.

Yazılım Bilmiyorum

Öğrenme fırsatı

Eğer projeniz yazılım projesiyse ve yazılım tecrübeniz yoksa bu yazılım öğrenmek için güzel bir fırsattır. Öğrenmesi ve geliştirme yapması en kolay olan teknolojileri öğrenerek bu işe girişebilirsiniz. Özellikle Python / Django, Ruby / Rails teknolojileri bu alana girmek için en önerilesi teknolojiler.

Yazılımcıya yaptırsam

Birçok kişi de vereyim parasını, yazılımcıya yaptırayım şeklinde düşünür. Ancak yazılım tecrübeniz yoksa bunun ne kadar maliyetli olabileceğini kestiremeyebilirsiniz. Ayrıca yazılımcı büyük ihtimalle projenizi sahiplenmeyecektir. 1 yıl boyunca projenizi geliştirdikten sonra arızalar çıktığında sırra kadem basabilir. En iyisi yazılımcı bir ortak bulmakla birlikte yazılım kısmına sizin de katkıda bulunmanızdır.

Nasıl Başlamalı?

Lean Startup

Öncelikle Lean Startup (Yalın Girişim), Minimum Viable Product (En küçük teslim edilebili ürün), Proof of Concept (kavram ispatı) gibi kavramları araştırın. Buradaki hedef eğer kötü gidecek bir şey varsa bunu en kısa zamanda ortaya çıkarmak ve emek / maddiyat israfını önlemek.

Minimum Viable Product

Bu amaçla Minimum Viable Product (MVP) denilen, problemin en acı veren kısmına hitap eden en basit çözümü en kısa zamanda üretin. Mesela yapay zeka ile ciğer röntgenindeki tümörleri tespit etmeye çalışan bir projeniz varsa bir doktorla anlaşın ve e-posta ile kabul ettiğiniz tüm röntgenleri ona yorumlatın, e-posta ile yanıtlayın. Müşteriler bunu yapay zekanın yaptığını zannetsin. Eğer talep çok olursa bu işin web sitesini ve AR-GE kısmını zamanla yaparsınız. Bu noktada 2 - 4 haftalık aralıklarla geliştirmeleri yayına alın ve müşterileri nasıl etkilediğini gözlemleyin. Eğer bir şeyler ters gidiyorsa sorunu tespit edip farklı bir çözüm bulun. Belki müşterileriniz yeni getirdiğiniz özellikten hoşlanmadı.

Paul Graham'ın Do Things That Don't Scale yazısını okuyun. Birden büyümeye ya da milyonlarca kullanıcıya hitap edecek bir sistem tasarlamaya çalışmayın. Siteniz başta çökerse çöksün. Çok ilgi var dersiniz. İlgiyi gördükçe sistemi daha da büyütürsünüz. İlgi yoksa dükkanı kapatırsınız.

Yinelemeler

MVP'nizi zamanla hep en can alıcı özellikleri ekleyecek şekilde, müşterilerden gelen geri bildirimler ışığında genişletin. İşinizin karlı olup olmadığını bir takım göstergeler takip ederek gözlemleyin. Eğer işler iyi gidiyorsa büyümeye doğru gidin. Kötü gidiyorsa sorunu çözecek adımlar atın.

Yatırım

Tavsiye edebileceğim şeyler Kuluçka Sistemi, Bootstrapping (kendi kaynaklarınızı kullanmak), FFF (Friends, Family, Foos) denilen çevreden borç almak gibi yöntemler. Eğer yatırımcı almak istiyorsanız ya landing page üzerinden büyük ilgi gördüğünüzü söylemelisiniz, ya da kullanıcı / ciro rakamlarıyla yükselişinizi ispatlamalısınız. Eğer yolun başındayken giderseniz yatırımcılar hisselerin çoğunu isteyecektir. Ancak zaten büyüme trendinde olan bir girişim olursanız %30'un üstünde hisse iddia edemezler. Daha garanti bir yol ise kuluçka merkezlerinden destek almak. Kadir Has INEO, Sabancı SuCOOL ya da Founder Institute gibi kurumlardan ücret ya da cüzi hisse karşılığı projenizi geliştirme ve ilerletme noktasında destek alabilirsiniz. Bu kurumlar genelde sizi yatırımcıya sunum yapma noktasında da hazırlıyor.

Notlar

Yalın Girişim prensipleri birçok proje için makul olsa da bazı projelerde en baştan geniş çaplı planlama (waterfall) yapmak gerekebilir. Bununla birlikte yazıda anlattıklarım genel olarak projeye başlama noktasında yol göstermekle birlikte yazılımı nasıl geliştireceğiniz konusuna değinmiyorum, o ise başka bir yazı konusu.


Share: FacebookGoogle+Email


comments powered by Disqus