Category: Türkçe

Date:

Yılbaşına az kaldı. Benim de etekler tutuştu desem yeridir. Bir yandan 2. vizeler, bir yandan erken yapılacak olan Network finalim ve tez ön-sunumum. Tabi bir yandan da Kanadaya gidiş hazırlıkları. Götüreceğim eşya listesini kabataslak hazırlamış olsam da elim bir türlü tamamlamaya varmıyor listeyi. Ayrıca okulun yurtları 3 Ocak akşamı açıldığı için 1 Ocaktan 3-4 Ocaka kadar bir otelde kalmam gerekiyor. Bir yere rezervasyon talebinde bulundum, rezervasyon yaptıklarını ancak garantilemek için benden kredi kartı numaramı istediklerini belirttiler. Ben de e-posta üzerinden kredi kartı numarası gönderecek kadar enayi olmadığımdan alternatif otel arayışlarına girdim. Bir de oraya uygun giysi almak gerekiyor. Güzel bir termal içlik, kalın bir palto, kar botu, ve diğer kışlık şeyler. Hangi birini ne zaman yapacağım bilemiyorum.

Bir yandan da gitmeme üzülen ailem ve arkadaşlarım var tabi. Gerçi bazıları pek öyle düşünmüyor sanırsam. Geçen gün serviste "hadi yürü git"-pardon- "güle güle" partisi yaptı arkadaşlar benim için. Bu güzel partide elleriyle yaptıkları kekler, kurupastalar, kolalar mevcuttu. Parti açılışında mikrofonları uzatıp benden bir açılış konuşması yapmamı istediler doğal olarak. Kırar mıyım, günün anlam ve önemine dair güzel bir konuşma yaptım:

"Ses ses, deneme deneme bir ki. Sevgili Arkadaşlarım, öncelikle beni böyle güzel bir günde aç -pardon- yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim. Ancak üzülerek belirtmeliyim ki daha ben gitmeden gidişimi göstere göstere kutlamanız kalbimde tamiri mümkün olmayan yaralara sebebiyet vermiştir. ..."

Sağolsunlar eve gidene kadar karnımı doyurdular. Bazıları da daha mantıklı yaklaşıp ben gittikten sonra kutlayacaklarmış. Ne diyim, kısmette dönmek varsa, dönünce alırım hesabınızı. :)

Twitterda Alperin başlattığı "Yılbaşında ne yapıyorsunuz" mimine verdiğim cevap da manidar: "uçuyorum".


Share: FacebookGoogle+Email


comments powered by Disqus