Category: Türkçe

Date:

Uzun zaman geçti yine yazmayalı, yazacak çok bir şey bulamadığımdan. Hayatım baya monotonlaştı bu aralar. Birinci dönemin dersleri bitti, final dönemi geldi. Haftada 3 gün dersim vardı ancak genelde 1 ya da 2sine katıldım. Bir de ek olarak haftalık toplantılarımıza. Dönemin sonuna doğru haftalık toplantı sayısı 2ye çıktı. Dolayısıyla 2 toplantı arası 2-3 gün vakit oluyor, bu sayede bir sonraki toplantıya sonuç götürebilmek için hafta boyunca çalışmak zorunda kalıyorum. İyi taktik.

Paralel programlamada sadece sunum yaptım. Sunumun konusu Paralel sıralama idi. "Parallel sorting by regular sampling" adında oldukça ilginç bir yöntem kullanılıyor. Nasıl olup da bunca curcuna ardından sıralı bir liste çıkarabiliyor, hayret.

İşletim Sistemleri (Linux) ve Sistem Programlama (Bash/Python) dersleri ise hep proje bazlı oldu. Ödevler, vizeler ve finaller hepsi evde yapıldı :) O yüzden bu dönem oldukça rahat geçti diyebilirim. Şimdi İşletim Sistemleri finalim kaldı, onu da verdim mi tamamdır.

Önceki yazımda projemizi bir konferansa gönderdiğimizi söylemiştim, kabul edilmişiz. Gelecek ay hocam Hindistana giderek projenin sunumunu yapacak. Ben gitmiyorum, çünkü projeye tam hakim değilim ve Hindistana doktora için bağlantı kurabileceğim batılı hocalar pek gitmiyor. Bu aralar ise projenin kodlarını toparlama, eksiklerini giderme ve belgelendirmesini yapma gibi işlerle uğraşıyor olacağız. Çok mu heyecansız göründüm? Aradan zaman geçince böyle oluyor. İlk duyduğumda tabii ki oldukça sevinmiştim. Ne de olsa ilk makalem ;)

Ek olarak da hocamın aklına gelen yeni bir proje fikri üzerinde uğraşıyoruz, yine Graphlar üzerinde. Sıfırdan bir projeyi götürmek oldukça hoş. Çözülmesi zor gözüken problemlere kısıtlama, varsayım, ispat, karşıt-örnek (counter example), zıtlık (contraposition), tümevarım (induction) gibi yöntemler uygulayarak çözüldüklerini görmek harika. 5 sene önce aldığım Ayrık Matematik (Discrete Mathematics) dersinin uygulamalarını yapıyorum yani.

Hocamın verdiği Discrete dersinin ilk quizlerini ben okumuştum, bununla birlikte vizeyi ve 2. quizi de bana okutturdu. Finalden de birkaç soru verecekmiş sanırım :S Neyse, oldukça hızlandım sayılır. Sınavların ortalamaları da -sayemde- 48 - 58 arasında değişiyor. Dersi ben versem öğrencilerin anladığını görmek daha zevkli olacak ancak şu halde derdini anlatmaktan aciz bazı öğrencilerin kağıdını okutmak oldukça sıkabiliyor :) Gelecek dönem de Veri Yapıları (Data Structures) dersi için ilk 2-3 hafta C++ bilen öğrencilere Java anlatacakmışım. Sözdizimini (Syntax) kavrayabilmeleri için. Ahh Javaaa, yine mi sen?!

Web geliştirmeden bu aralar koptum gibi ancak yakında projemiz için bir web sitesi yapacakmışız. Belki bu vesileyle tekrar ısınabilirim. Unutmadan, bu web 2.0 furyaları bitmiyor. Formspring denilen "bana soru sor, cevaplayayım" sitesine ben de üye oldum. Açık veya gizli kimlikle sorularınızı buradan sorabilirsiniz.

Aralık sonundan başlamak suretiyle de bir Kanada özlemi başladı bende, bitmiyor. Evet, 1 yıl geçmiş oraya gideli. Yıldönümünde yolculuğumu, Kanadadaki ilk günümü, Starbucksta kahve içişimde Tim Hortonsta içtiğim kahveyi -sanırım en son Kanadada içmiştim kahveyi-, kar yağdığında Kanadanın lapa lapa yağan karını ve yoğun kar kokusunu hatırladım. Keşke arada gidip gelebilsem. Kış boyunca İstanbulda gözlenen bahar havalarının da bir nimet olduğunu anladım. Bol bol vapurun açık kısmında seyahat ediyorum. Özellikle geceleri çok hoş oluyor.


Share: FacebookGoogle+Email


comments powered by Disqus